SOSYAL MEDYA VE EKRAN BAĞIMLILIĞININ GÖTÜRDÜKLERİ
11 Şubat 2025Alp Eren Kazar
İletişim alışkanlıklarımızı kökünden değiştiren sosyal medya, modern çağın en popüler iletişim ve bilgi alışverişi araçlarından biri olarak günlük yaşantımızın tam ortasına yerleşmiştir. Sosyal medya platformları, insanları çevrim içi ortamlarda bir araya getirerek kişilerin bilgi alışverişi yapmalarına ve iletişim kurmalarına olanak sağlayan alanlar olarak tanımlanabilir. Sosyal medya platformları, yüz yüze veya mektuplarla sınırlı kalan iletişim olanaklarını büyük ölçüde genişletip bireylerin nerede oldukları fark etmeksizin bağlanabilmelerinin önünü açmıştır. Günümüzdeki sosyal medyanın temelleri 1998 yılında çevrim içi günlük yazılarının toplanıldığı “Open Diary” adında sosyal paylaşım sitesi ile atılmıştır (Çalışkan ve Mencik, 2015, s.3). Sosyal medyanın hayatımıza dâhil olmasıyla iletişim olanaklarımızda gerçekleşen radikal değişim, beraberinde bir dizi zorluğu da getirmektedir. Sosyal medyanın sağladığı sürekli bilgi akışı ve kullanıcıların anlık paylaşımları, bireyleri sürekli olarak platformlara bağlı kılmakta ve platformlarda harcanan süreyi arttırmaktadır. Oysa bu yazıda sunulacak gerekçelerin de desteklediği üzere, sosyal medyanın günlük kullanım süresi 1 saat ile kısıtlanmalıdır.
Sosyal medyanın bireylerin hayatında hem duygusal hem de zamansal açıdan oldukça büyük bir yer kaplaması, bireylerde sosyal medyaya karşı bir bağımlılığın gelişmesine sebep olmaktadır. Türk Dil Kurumu’nun yapmış olduğu açıklamaya göre “bağımlı”; “başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan; tabi” ve “bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan” anlamına gelmektedir (TDK, 2022). Psikiyatristler ve uzmanlar bir nesneye karşı duyulan bağımlılığın, nesneye gerektiğinden fazla zaman harcanması ve nesneye ulaşabilmek için sosyal ilişkilerin azaltılması gibi göstergelerinin olduğu bir hastalık olarak nitelendirmektedirler (Tutgun-Ünal ve Deniz, 2015, s.2). Sosyal medyanın aşırı kullanımı, kişiler arasında iletişim bozukluklarına sebep olarak bireylerin birbirlerini yıpratmalarına ve bireylerde yetersizlik duygusu oluşumuna sebep olmaktadır. Ayrıca sosyal medya bağımlısı kişiler, negatif duygu durumu halinde sosyal medyaya dalma ve kendisini gerçek hayattan soyutlama eğilimi göstermektedirler. Yapılan bir araştırmaya göre haftada en az 8,5 ile 21,5 saatinin çevrim içi bir şekilde sosyal medya ve internette geçirilmesi bağımlılık olarak nitelendirilmektedir. Gün içerisindeki sosyal medya sürelerini ölçmek için 5176 kişi ile yapılan bir araştırmada, katılımcıların %82’si bağımlı olarak saptanmıştır. Günlük sosyal medyada geçirilen sürenin yanı sıra kullanım yılının da artması, bireyin bağımlılık düzeyini arttırmaktadır (Uslu, 2021, s. 20). Ortaya konulan bulgulara göre sosyal medyada geçirilen sürenin artması kişinin bağımlılık geliştirmesine, bireysel sorunlara ve bireyler arasında olumsuz etkilere sebep olmaktadır.
İş ve hayatın akışı içerisinde çocuğuna ayıracak vakit bulamayan ebeveynler, çocuklarının can sıkıntısını engellemek için ellerine teknolojik cihazlar vererek onları Youtube ve TikTok gibi sosyal medya platformları ile meşgul etmektedirler. Oysa küçük yaşlardan itibaren sosyal medyadan içerik tüketmeye başlanması ve ekran süresinin gün geçtikçe artması, geri döndürülmesi kolay olmayan bir bağımlılık gelişiminin önünü açmaktadır. Küçük yaşlarda başlayan bu hareket, çocuğun beyinsel, fiziksel, psikolojik gelişimini olumsuz etkilemekte ve bağımlılığa sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre dil öğrenimi gibi sosyal becerilerin ilk 4-5 yıllık dönemde gelişim göstermeye başladığı ortaya konmuştur. Bu zaman diliminde çocuğun görme ve işitme duyusu çalışırken diğer duyuların uyarımı eksik kalmaktadır, bu da çocuğun beyin gelişimini pasif hale getirmektedir (Şerbetçioğlu, 2021; DEUHFED 2021). Araştırmalara göre 3-5 yaş arasındaki çocukların ekran başında uzun zaman (2-3 saat/gün) geçirmesi halinde beyindeki okuma, yazma ve dil becerilerinin gelişimi etkileyen beyaz maddenin geç geliştiği, bu nedenle gelişimi geciken çocukların nesne isimlendirme ve okuryazarlık yeteneklerinin zayıf olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca ekran başında geçirilen ekran süresinin artması, çocuğun aktif hareket miktarını azaltarak kardiyovasküler sağlık sorunlarına yol açmaktadır (DEUHFED, 2021). Bu nedenlerden dolayı ebeveynlerin küçük yaştaki çocukların ekran başında geçirdikleri süreyi kontrol altında tutması ve alışkanlık geliştirmesinin önüne geçilmelidir.
Modern yaşantının önemli bir parçası hâline gelmiş olan sosyal medya, iletişim yollarını ve ortamlarını kökünden değiştirerek bireyler arasındaki ulaşılabilirlik imkânlarını arttırmıştır. Bireyler sosyal medyanın yarattığı sanal mekânlar sayesinde istediği kişiyle yer ve zaman fark etmeksizin iletişime geçebilmekte ve bilgi alışverişinde bulunabilmekte. Fakat iletişim yollarında gerçekleşen radikal değişimin sağladığı kolaylık beraberinde birçok olumsuzluk getirmiştir. Sosyal medyada geçirilen sürenin artması ile artan ekran süreleri bireyleri bağımlılığa sürüklemektedir. Artan ekran sürelerinin yol açtığı fiziksel, beyinsel ve psikolojik değişikliler; bireylerin gelişimini ve sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bireylerde meydana gelen hasarlar, geri döndürülmesi güç durumlar oluşturabilmektedir. Sosyal medya kullanım süresinin azaltılması, oluşmuş veya oluşabilecek olan olumsuz etkilerin zararlarını en az düzeye indirmek için atılması gereken önemli bir adımdır. Sosyal medya bağımlılığın en önemli göstergelerinden birisi olan haftada 8,5 saatten fazla kullanımının azaltılması için günlük sosyal medya kullanımının 1 saatle sınırlandırılması hem gelecekteki hem de şu anki toplum sağlığını korumak için önem arz etmektedir.
Kaynakça
Çalışkan, M. ve Mencik, Y. (2015). Değişen dünyanın yeni yüzü: Sosyal medya. Akademik Bakış Dergisi 50. Çevrimiçi Erişim: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/383058
Uslu, M. (2021). Türkiye’de sosyal medya bağımlılığı ve kullanımı araştırması. Turkish Academic Research Review, Cilt: 6 Sayı: 2, ss. 370–396. https://doi.org/10.30622/tarr.933479
Şerbetçioğlu, M. B. (2021, Mart 2). Dijital bağımlılık bebeklikte yerleşiyor. Çevrimiçi Erişim: https://medipol.com.tr/kurumsal/haberler/medyada-medipol/dijital-bagimlilik-bebeklikte-yerlesiyor
TDK (Türk Dil Kurumu) (2022). Genel Açıklamalı Sözlük. Ankara: TDK Yayınları.
Tutgun-Ünal, A. ve Deniz, L. (2015). Development of the social media addiction scale. AJIT-e Online Academic Journal of Information Technology, 6(21), ss. 51–70. Çevrimiçi Erişim: https://doi.org/10.5824/1309-1581.2015.4.004.x
Yılmaz, D. ve Güney, R. (2021). Medyanın çocuklar üzerindeki etkileri ve kullanımına ilişkin öneriler. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi, 14(4), ss. 486–494. Çevrimiçi Erişim: https://doi.org/10.46483/deuhfed.829839