KADININ BEDENİ ÜZERİNDEKİ KARAR VERME YETKİSİ

4 Aralık 2025
Beyza Nur Kahraman

Kürtaj, kadınların üreme hakları ve sağlık politikaları arasında yer alan tartışmalı bir konudur. Bu işlem pek çok farklı açıdan değerlendirilebilir. Peki bu kadar tartışmaya ve fikir ayrımcılığına yol açan kürtaj nedir? Kürtaj, hamilelikte rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması işlemidir ve birçok farklı yol kullanılarak gerçekleştirilebilir. Bu yönteme bazen kadının sağlığını korumak amacıyla bazen de istenmeyen gebelikleri önlemek amacıyla başvurulabilir. Kürtaj hakkı Türkiye de dahil olmak üzere hala birçok ülkede insanlar için tartışmalı bir konudur ve destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da vardır. Ülkemizde kürtaj hakkı gebeliğin 10. haftasına kadar yasal bir işlemdir fakat doktorun kendi iradesine bırakılmıştır. Bu sebeple Türkiye’de kürtaj operasyonunu gerçekleştiren hastane ve doktor sayısı sınırlıdır. Kürtaj hakkı, kadınların temel insan haklarından biridir ve bu hakkın belli haftalarla sınırlandırılması ya da yasaklanması kadınların hem bedeni üstündeki karar verme yetisini kısıtlar hem de özgürlüklerini tehdit eder.

Kürtaj hakkının yasaklanması, kadınları yasa dışı kürtaja sürükler ve bu durum sağlık sorunlarına hatta ölümlere yol açabilir. Yasa dışı kürtajlar sadece sağlık anlamında zarara yol açmaz aynı zamanda kadının psikolojisini ve ekonomik durumunu da ciddi anlamda etkiler. İlaldı’nın (2020), “Kadının Menfaati Bakımından Rahim Tahliyesi” makalesine göre, kürtajın yasaklandığı durumlarda kadınlar, sağlıksız ortamlarda ve uzman olmayan kişiler tarafından yapılan müdahalelere maruz kalmakta, bu da yüksek ölüm ve sakatlık oranlarına yol açmaktadır (s.673). Buna ek olarak, Kürtaj Haktır Platformu’nun Dünya Sağlık Örgütü’nden aktardığı verilere göre her yıl yaklaşık olarak 47.000 kadın yasa dışı kürtaj sebebi ile hayatını kaybetmektedir (Haziran, 2012). Bu veriler değerlendirildiğinde, kadının hem yaşam hakkı hem de kendi bedeni üstünde karar verme hakkı göz önüne alınarak tekrardan düzenlenmelidir. Kadın, kendi bedeni üstünde karar verme hakkına sahip olmalı ve bu hak hiçbir şekilde sınırlandırılmamalıdır, gazeteci Ayşe Arman’ın 2013 tarihli yazısında da vurguladığı üzere “Kürtaj bir doğum kontrolü değildir ama kadınların özgür kararlarının bir parçasıdır” (Arman, 2013).

Kadının kendi bedeni üzerinde karar verme hakkının kısıtlanması, onun özgürlük hakkının ihlali anlamına gelir ve ceninin hakkı, kadının hakkından üstün değildir. Türk Medeni Kanunu 28. maddesine göre, anne karnındaki ceninin hukuki anlamda yaşama hakkı, ancak tam ve sağ doğduğu takdirde kazanılır (TMK, 28. Madde). Cenin belirli durumlarda hukuk tarafından korunur fakat bu koruma, annenin hak ve özgürlüklerine kıyasla sınırlıdır. Yasal düzenlemeler annenin fiziksel ve psikolojik sağlığını daha ön planda tutmaktadır. “Ceninin yaşam hakkını öne çıkaran bir kürtaj tartışması, kadının tercihlerinin geri planda kaldığı gizli bir tahakküm üretmektedir.” (Çoban, 2015, s. 89). Yasalara ve kadın haklarına bakıldığı takdirde kadının haklarına öncelik verilmelidir çünkü kadın hakları yalnızca bedeni ile ilgili değil aynı zamanda yaşamlarının kontrolü ile de ilgilidir. Kürtajın yasaklanması kadınların özgürlük haklarını da yasaklar. Kadınların özgürlük hakkının kısıtlanması da hem modern hukuk anlayışına ters düşmektedir hem de toplumsal cinsiyet eşitliğini bozmaktadır çünkü erkeğin cinsel özgürlüğünü ve üreme hakkına dair bir kısıtlama bulunmazken, kürtajın yasaklanması ya da belli bir zaman dilimine sıkıştırılması kadının bu anlamdaki özgürlüğünü kısıtlar. Çoban’a (2015) göre, kadının hamileliği sonlandırma hakkı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları bağlamında da ele alınması gerekmektedir (s.101).

Tüm bu değerlendirmeler göz önüne alındığında kürtaj, kadınlara her koşulda ve her zaman diliminde verilmesi gereken temel bir insanlık hakkıdır çünkü kadınlar hayatının her anında sağlıklı, bağımsız ve baskısız bir hayat yaşama hakkına sahip olmalıdır. “Hamileliği devam ettirme kararından asıl etkilenecek olan kişi kadındır ve bu yüzden bu kararı o vermelidir.” (Keskin, 2015, s. 91). Kürtaj hakkı toplumun gözünde sadece tıbbi bir işlem olarak görülmemelidir. Aksine kadınların özgürlüklerini de benimseyen bir hak olarak görülmelidir. Unutulmamalıdır ki kürtaj hakkı kadınların hayatlarındaki kontrolü arttırır ve onları güçlü hissettirir. Sonuç olarak, kadınların hayatlarını tehlikeye sokan kısıtlamalar yerine kadınların haklarını destekleyen politikalar oluşturulmalıdır. Yani kürtaj sadece kadın hakları için değil adil bir toplumda yaşamamız için de oldukça önemlidir.

KAYNAKÇA

Arman, A. (13 Ocak 2013). Kürtaj haktır, vazgeçmeyeceğiz. Hürriyet. https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ayse-arman/kurtaj-haktir-vazgecmeyecegiz-22350817

Çoban, F. (2015). Bir İnsan Hakkı Olarak Güvenli Kürtaja Erişim. Artvin Çoruh Üniversitesi Uluslarası Sosyal Bilimler Dergisi,2, 79-112. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/222333

İlaldı, H. R. (2020). Kadının menfaati bakımından rahim tahliyesi. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2, 360-384. https://dergipark.org.tr/tr/pub/mhfd/issue/64869/994255

Keskin, İ. (2015). Kürtaj tartışmaları ve feminizm. Fe Dergi, 7(1), 86-95. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/938025

Kürtaj Haktır Platformu. (Haziran, 2012). Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri: Kürtaj yasağı cinayettir! Kürtaj Haktır Blog. https://kurtajhaktir.blogspot.com/2012/06/dunya-saglk-orgutunun-verileri-kurtaj.html