Bilim ve Etik Arasındaki Araf
4 Aralık 2025Ömer Ata Bebek
Hayvan deneyleri, belirli kurallar çerçevesinde sadece belli hayvan türleri üzerinde yapılan deneyler bütünüdür. Hayvan deneyleri bize bu hayvanların biyolojik yapıları hakkında bilgi verir. Bu bilgiler, insanlar ve diğer canlılar için gerekli yerlerde kullanılır. Hayvan deneylerine ilk olarak M.Ö. 400 yıllarında “Corpus Hippocraticum” kitabında karşılaşıyoruz (Altuğ, 2009, s.53). Hayvan deneyleri, çeşitli hayvanın refahını korumaya yönelik ve genel hayvan hakları temel alınıp çeşitli kurallar oluşturularak günümüze kadar gelmiştir. Yine de günümüze kadar gelen süreçte hayvan deneyleri birçok tartışmaya konu olmuştur. Bu tartışmalar genel olarak deney hayvanlarının refahı ve deney hayvanlarının hakları gibi başlıklara sahiptir. Ancak insan hayatı ve diğer canlıların hayatı göz önünde bulundurulduğunda hayvan deneyleri yasaklanmamalıdır.
İnsanların fiziksel, biyokimyasal ve mekaniksel fonksiyonlarını anlamak için deneylerde belli kurallar çerçevesinde laboratuvar hayvan modellerini kullanmak bir zorunluluktur. Bu deney hayvanları seçilirken insanla fizyolojik, genetik ve anatomik yönden benzerliği göz önünde bulundurulmalıdır. Örnek olarak deneylerde genellikle fare, sıçan, tavşan, domuz, köpek ve kedi kullanılır. Bilimsel çalışmalar, insanlar üzerinde denenmeden önce bu hayvanlar üzerinde denenip insanlar üzerinde oluşabilecek olası olumsuz durumların önüne geçmektedir. Ek olarak planlanan çalışmadan önce bir kontrol deneyi yapılmalıdır. Çünkü kontrol deneyi sayesinde denek hayvanının deneye uygun bir tür olup olmadığına karar verilir ve planlanan deneyde fazla hayvan kullanımının önüne geçilir. Ayrıca hayvanlar deneylerinin belli etik, bilimsel kurallara uyularak yapılması gerekmektedir ve bir etik kurula sunulmalıdır. “Bununla ilgili olarak, ilk defa William Russell ve Rex L. Burch tarafından “The principles of humane experimental technique” adlı eserler yazıldı ve bu eserde hayvan haklarını korumayla ilgili kuralları içermektedir.” (Altun ve Keskin, 2020, s.362). Bu esere dayanarak araştırmacılar 3R kuralını tanımladılar. 3R kuralı hayvan sayısını minimal tutmak, mümkünse aynı sonuçları verebilecek başka model veya materyalleri kullanmak ve hayvan refahını ön plana koymak şeklinde üç temel kurala ayrılır. Hayvan deneyleri bu kurallara uyarak yapılmak zorundadır. Aksi takdirde hayvan hakları hiçe sayılmış olur. Özetle hayvan deneyleri, denek hayvanlarının insana benzerlikleri göz önünde bulundurularak ve kontrol deneyleri yapılarak 3R kuralına uygun bir şekilde yapılmalıdır. (Bebek vd., 2024)
Günümüzde hayvan deneylerinin belirli alternatifleri vardır fakat bu alternatifler hayvan deneylerine olan ihtiyacı ortadan kaldıramamaktadır. Bilgisayar ve veri bankalarının kullanılması, doku ve organ kültürleri, matematiksel yöntemler, gönüllü insan kullanımı bu alternatiflere örneklerdir. Bu alternatifler belirli oranda hayvan deneylerini azaltır lakin henüz hayvan deneylerini ortadan kaldıracak kadar gelişmediler. Örneğin bilgisayar ve veri bankaları kullanılarak yapılan deneylerde biyolojik bilgiyi bilgisayar programına yükleyip araştırılan proje hakkında olası yanıtlar alabiliyoruz. Ayrıca bilgisayar ortamında yapılan deneyler bir veri bankasına kaydedildiğinde birbirinden habersiz dünyanın dört bir tarafında hayvan deneyleriyle aynı sonuca ulaşacak birçok bilim adamına yapacakları deneye gerek kalmadan hazır sonuçları ulaştırılarak olası hayvan zararını ez aza indirilebilir. Fakat henüz deneylerde kullandığımız hayvanların ve insanın biyolojisini tam olarak bilmediğimiz için bilgisayarda yapılan deneylerin sonuçları normal hayvan deneylerinin sonuçlarıyla bir olamayabiliyor (Altuğ, 2009, s.61-62). Ek olarak alternatif yöntemlerde kullandığımız biyolojik bilginin devamlılığı için yine hayvan deneylerine ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü sadece elde var olan bilgiyle ilerlenmeye çalışılırsa herhangi bir ilerleme katedilemez. Bu nedenlerle alternatif yöntemler henüz hayvan deneylerinin yerini alamaz.
William Harvey (1628) “Anatomiyi kitaplardan değil, diseksiyonlardan, filozofların ilkelerinden değil, doğanın dokusundan öğrendiğimi ve öğrettiğimi iddia ediyorum” demiştir (Tubbs, 2014, s. 511). Bu sözden asıl bilginin hayvanlar üzerinde deney yapılarak elde edildiğini anlayabiliyoruz. Örneğin bu sözü söyleyen William Harvey hayvanlar üzerinde deneyler yaparak kalbin pompa görevinin olduğunu keşfetmiştir, Robert Koch şarbon bakterisinin hastalığa yol açtığını ve bulaşıcı olduğunu keşfetmiştir (Ergün, 2010, s.221). Bunlar gibi örnekler nedeniyle hayvan deneyleri bilimin gelişimi için çok önemlidir. Ayrıca alternatif yöntemler hayvan deneyleri kadar tutarlı ve doğru sonuç vermemektedir. Bu nedenler yüzünden hayvan deneyleri yapılmaya devam edilmelidir. Lakin bu deneyler yapılırken deney hayvanı hakları ihlal edilmemelidir. Bilim adamlarının hayvan deneylerini 3R kuralına uygun, deney hayvanları için yapılabilecek en rahat, acısız şekilde yapmaları gerekmektedir.
KAYNAKÇA:
Altuğ, T. (2009). Hayvan deneyleri etiği. Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2009, 7. Ulusal Sempozyum, 53-68. https://etkinlik.ulakbim.gov.tr/event/42/attachments/249/772/altug.pdf
Altun, A. ve Keskı̇n, İ. (Haziran, 2020). Hayvan Çalışmalarında Uygun Model Seçim Kuralları ve Etik Durum. Sakarya Medikal Dergisi, 10(2), 359-364. https://doi.org/10.31832/smj.679500
Bebek, Ö. A., Duman, M., Özgül, Y. E., Yılmaz, Ü. (Kasım, 2024). TLL 101 Münazara Raporu. Kadir Has Üniversitesi.
Ergün, Y. (Aralık, 2010) Hayvan Deneylerinde Etik. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 19(4), 220-235. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/25384
Tubbs, R.S. (Nisan, 2014). “I profess to learn and to teach anatomynot from books but from dissections,not from the tenets of philosophers but fromthe fabric of nature”. Clinical Anatomy, 27(4), 511-668. https://doi.org/10.1002/ca.22399
