Bilimin Temeli: Hayvan Deneyleri
4 Aralık 2025Melih Duman
Hayvan deneyleri insanların bilimsel amaçlarla hayvanlar üzerinde bilgi edinmek için yaptıkları deneylerdir. Peki bu deneylerin tarihçesi nereye dayanmaktadır? 2009 tarihli “Hayvan Deneyleri Etiği” makalesinde hayvan deneylerine dair ilk bilimsel kayıtlara MÖ. 400 civarında yazılan Corpus Hippocraticum adlı eserde rastlandığından bahsediliyor. Bu eserde bahsedilen hayvan deneylerini tek amacı ise anatomik yapıyı belirlemek üzerine. İlk defa modern anlamda deneysel diyebileceğimiz deneylere Galen ile rastlıyoruz. Galen’in yaptığı bu deneyler canlı hayvanlar üzerinde yapılan ilk deneyler olarak da geçmektedir. 19. yüzyıla geldiğimizde ise Claude Bernard fizyolojik deneyler için hayvan kullanımının bir zorunluluk olduğunu söylemiştir. Ancak bu yıllarda yapılan deneylerde kullanılan hayvanların yaşam koşullarının farklı olması yüzünden farklı hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde farklı sonuçlar elde edilmiştir. Bunun üzerine günümüzdeki deneylerde geçerli olan kuralların temellerini oluşturan kurallar konulmuştur (Altuğ, 2009, s. 53). Bu konulan kurallarla birlikte deneylerde daha doğru sonuçlar elde edilmiş ve elde edilen sonuçlar insanların günümüzde kullanmaya devam ettiği birçok icadın temelini oluşturmuştur. Tüm bu koşullar ayrıntılarla incelendiğinde görülecektir ki hayvan deneyleri henüz yasaklanmamalıdır.
Günümüz koşullarında hayvan deneylerinin daha verimli bir alternatifi bulunmamaktadır. Bugün hayvan deneyleri özel olarak alınan izinler dışında önceden belirlenmiş omurgalı hayvan türleri üzerinde yapılmaktadır. Ülkemizde Tübitak Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Yönergesinde (2018) bu hayvanlar- fare, sıçan, kobay vb.- belirtilmiştir (s. 3). Bu hayvanların seçilmesindeki sebeplerden biri insanlarla benzer birçok ortak yönlerini olmasıdır. Örneğin deney yapılabilen hayvanların çoğu insanlar gibi memelidir. Bu hayvanlar üzerinde deney yapılmasını cazip kılan bir diğer etmen ise bu hayvanların kolay ulaşılabilir hayvanlar olmasıdır. Ancak deneylerin hayvanlar üzerinde yapılmasının en büyük nedeni Tuncay Altuğ’un (2009) “Hayvan Deneyleri Etiği” makalesinde bahsettiği, doku kültürü gibi alternatiflerine göre daha doğru sonuçlar vermesidir (s. 60-63). Örneğin bir kobay üzerinde yapılacak olan deney ile doku kültürü üstünde yapılacak deneyi karşılaştıralım. İki deneyde de elimizdeki deneğe test etmek istediğimiz bir maddeyi verelim. Kobay ile yapacağımız deneyde kobaya verdiğimiz maddenin canlıda bir yan etkiye yan açması durumunda bu yan etkinin kobayın hangi organlarında gerçekleştiğini, bu yan etkinin nelere yol açtığı gibi bütün verileri elde edebileceğiz. Elde ettiğimiz bu veriler sonucunda da maddede nelerin değişmesi gerektiğini bulabileceğiz. Ancak doku kültürü üstünde yapacağımız bir deneyde maddenin canlılara bir zararı olup olmayacağı doğru bir şekilde belirleyemeyeceğiz çünkü doku kültürü ile yapılan deneyler sadece bir organı simüle eder. Maddenin o dokuda hasara yol açtığını gözlemlesek bile bu hasarın insan gibi bir canlıda diğer organları etkileyip etkilemeyeceğini öğrenemeyeceğiz. Bu diğer birçok alternatif yöntem için de aynı şekildedir (Duman vd., 2024, s. 2).
Hayvan deneyleri insanlara olduğu kadar diğer canlılara da faydalı olmaktadır. Hayvan deneyleri bilimin gelişmesindeki temel unsurlardan biri olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Bu duruma Ergün’ün (2010) “Hayvan Deneylerinde Etik” makalesinden bir örnek verebiliriz: Robert Koch adlı bir bilim insanı 1877 yılında Bacillus anthracis’in bir konaktan diğer bir konağa bulaşarak belirli bir hastalığa yol açtığını hayvan deneyleri sayesinde bulmuştur. Bu buluşu günümüzde enfeksiyonlar hakkında bilgi almak için hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin temelini oluşturmaktadır. Aynı şekilde Louis Pasteur kuduz aşısını hayvanlar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda bulmuş ve eskiden ölümcül bir hastalık olan kuduz artık daha zararsız bir hastalık haline gelmiştir. Pasteur’ün bulduğu kuduz aşısı aynı zamanda diğer hastalıklar için aşı bulmak isteyenler için bir temel hazırlamıştır (Ergün, 2010, s. 221). Hayvan deneyleri tek amacı, kuduz aşısında olduğu gibi, yeni şeyler icat etmek değildir. Aynı zamanda yeni icat edilen şeylerin canlılara zararı olup olmadığını bulmak içinde kullanılırlar. Ancak hayvan deneyleri, bir icadın zararlı olup olmadığını test etmek için kullanılan son yöntemdir. Hayvan deneyleri aşamasına gelindiğinde ise 3R gibi deney yapılan hayvanların haklarını koruyan yasalara uyulması gerekmektedir. (Altuğ, 2009, s. 54)
Hayvan deneyleri Corpus Hippocratum’da kullanılmaya başladığından beri bilimin temel taşlarından biridir (Altuğ, 2009, s. 53). Eskiden beri yapılan hayvan deneyleri sonucunda elde edilen bulgular günümüzde bile kullanılmakta veya günümüzde kullanılan icatların temelini oluşturmaktadır. Bu bulguların temel olduğu icatlara günlük hayatta fazlaca kullandığımız eşyalarda dahildir. Ancak bu deneyler sadece zorunlu oldukları zamanlarda yapılmalı ve canlılara faydalı olurken deney hayvanlarının haklarını da gözetmelidir. Hayvan haklarının korunduğu ortamlarda hayvan deneylerinin alternatifi olmadığı hayvan deneylerinin yapılması bilimin gelişmesi için bir zorunluluktur.
Kaynakça:
Altuğ, T. (2009). Hayvan deneyleri etiği. Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2009, 7. Ulusal Sempozyum, 53-68. https://etkinlik.ulakbim.gov.tr/event/42/attachments/249/772/altug.pdf
Duman, M., Bebek, Ö. A., Özgül, Y. E., Yılmaz, Ü. (Kasım, 2024). TLL 101 Münazara Raporu. Kadir Has Üniversitesi.
Ergün, Y. (2010). Hayvan Deneylerinde Etik. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 19(4), 220-235.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/25384
TÜBİTAK (2018). Tübitak Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Yönergesi. https://tubitak.gov.tr/tr/node/5920
