Hayvan Deneylerinin Gerekliliği ve Etik Boyutu

4 Aralık 2025
Emine Nur Gelen

Hayvan deneyleri, tıbbi araştırmalarda ve bilimin gelişmesinde büyük bir rol oynamakla birlikte; sağladığı başarılarla birçok görüşün temellendirmesini oluşturduğu unutulmamalıdır. İnsanlığın modernleşmeye başlamasıyla çevresinde sorguladığı şeyleri doğaüstü güçlerden evirerek nedenselliğe bağlamaya başlamıştır. Bu bağlamda, bazen gözlemle birlikte bazen de deneylerle sordukları sorulara cevap aramışlardır. Bu şekilde insanlığın gelişimi hayvan deneyleriyle birlikte paralel olarak ilerlemiştir (Ergün, 2010, s. 220-221). İnsanların bu sorgulamaları ve deneyleri anlamlandırmaya başlamasıyla da gerek insan sağlığı alanında gerekse de hayvan hastalıklarının da tedavisinde -zoonoz gibi hayvandan insana ve insandan hayvana geçen karşılıklı hastalıklar da dahil- bir başvuru yolu olarak bize yol göstermiştir. Kanser tedavisi, aşılama yöntemlerinin gelişimi, birçok salgın hastalığın teşhisinde önemli ilerlemeler ve bulgular elde edilmiştir. Bu deneyler aşamasında önemli bir basamak da etik kurallarına uyarak çalışmalar yapmaktır. Kısaca, insanlığın modernleşmeye başladığı dönemlerin dayanağı hayvan deneyleridir ve bu gelişmelerin devam etmesi de hayvan deneyleri devam etmelidir.

Hayvan deneyleri, tıbbi araştırmaların temelini oluşturarak kritik konularda ilerlemeyi desteklemiştir ve büyük oranda başarı sağlamıştır. Özellikle kanser tedavisi, aşı bulguları, ilaç geliştirme ve daha birçok hastalığın tedavisi ve gelişiminde hayvan deneylerinin payı yadsınamaz bir gerçektir. Örneğin; tıbbın ve insanlığın gelişmesinde büyük katkısı olan Louis Pasteur ve arkadaşlarının hayvanlar üzerinde yaptığı çalışmalarda, virüslerin mikroorganizmalardan kaynaklandığını keşfetti (Franco, 2013, s. 253-255). Bu keşif, bulaşıcı hastalıkların ve diğer aşı geliştirme konularında dönüm noktası oldu. Bundan yola çıkarak günümüzün en ölümcül hastalıklarından biri olan kanserde de kolay gen modifikasyonu ve düşük fiyat gibi ulaşılabilir özelliklerden dolayı fare kobayı kullanılmaktadır. Deneyler, hastaların kanser oluşumunun ve gelişiminin yanı sıra hastalığın tedavisinin ve gen terapisi, kanser ilaçlarının geliştirilmesi alanlarında da önemli bir rol oynar (Nitsche et al.,2009, s.3-4). Kanserin ölüm oranlarındaki etkisi dikkate alındığında, bu hastalıkla mücadeleye yönelik yapılan çalışmalar ve kaydedilen tıbbi ilerlemeler, insanlığın yaşam kalitesini arttırmakla kalmayıp, ortalama yaşam süresinin uzatılmasında da hayatı öneme sahiptir. Özellikle erken teşhis, başarı oranı yüksek tedaviler hastaların hayatta kalma oranlarını yükseltmektedir (Scott, 2019, para.1-5). Ayrıca, tıbbi araştırmalarda hayvanlar, genetik bozuklukların anlaşılmasında, organ nakli prosedürlerinde ve nörolojik hastalıkların tedavisinde kritik bir rol oynamaktadır. Araştırmacıların deney yapmadan önce gerekli bulguları ve kanıtları elde ettikten sonra, insanlara sunulmadan önce, bu deneyleri hayvanlar üzerinde denedikleri de unutulmamalıdır. Ellerinde bilimsel olarak desteklenen fikirler olmazsa ve bulguların gensel, fizyolojik eşleşmelerine bakıldığında uyum görülmezse deney gerçekleşmemektedir (Paul, 2001, s.66). Öte yandan deneylerin objektif bir gerçekliğini şöyle görebiliriz: Foundation of Biomedical Research (2024) ‘e göre, “Fizyoloji veya Tıp kategorisindeki Nobel Ödülü alan 229 kişiden 192´si araştırmalarında hayvan modellerini kullandı.” Sonuç olarak; hayvan deneylerinin yapılmaması durumunda bulaşıcı hastalıklar gibi yüzyılımızın ölümcül tehlikelerinde bir ilerleme kaydetmek oldukça zorlaşır veya durma noktasına gelir.

Hayvan deneyleri etik kurallar çerçevesinde yapılmalıdır. Tarihsel gelişim sürecinde ilk başta hayvanların acı duygularının olmadığı düşünülerek yapılsa da zamanla bu yerini gerekli bildirgeler, yasalar ve kurallarla yapılan etik çalışmalara bırakmıştır. Bunların başında Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi gelir (Ergün, 2010, s. 222-225). Bildirgeye göre, hayvanların özgürlükleri ve yaşam hakları, insanlar gibi korunmalıdır. Bunun yanında Russel ve Burch tarafından 1959 da ortaya konan standardizasyon refah ilişkisi -diğer bir deyişle 3R kuralı- etik anlamında diğer bir önemli yaklaşımdır. 3R kuralı, hayvan deneylerinin etik kullanımını sağlamak amacıyla üç temel ilkeye dayanır: Birinci R: Replacement (Yerine koyma), alternatif yöntemlerin tercih edilmesi, İkinci R: Reduction (Azaltma), hayvan kullanımını en aza indirme, Üçüncü R: Refinement (İyileştirme), hayvanların yaşam koşullarını ve refahını iyileştirme (Çelik et al., 2023, 126-129). Bu üç ilke, hayvan deneylerinin daha etik bir şekilde yapılmasını hedefler. Kısaca; hayvan deneyleri esnasında etik, uyulması gereken bir basamak olmalıdır.

Hayvan deneyleri, etik kurallar dahilinde bilimin ve tıbbın gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Deneylerin etik sorumluluklarla gerçekleştirilmesi, araştırmaların güvenilirliğini sağlamak ve hayvan refahını gözetmek açısından yadsınamaz bir yerdedir. Deneylerin etik zeminde oturtarak gelişmelerin önü açılmalıdır. Bununla birlikte, bu deneylerin minimum düzeyde tutulması, alternatif yöntemlerin araştırılması ve hayvanların acı çekmemesi için gerekli tüm önlemlerin alınması gereklidir. Hayvan deneyleri, pek çok bilimsel ilerlemenin önünü açarken, etik bir şekilde yapılması bu süreçleri hızlandırır ve toplumun güvenini kazanmaya yardımcı olur.

Kaynakça:

Çelik, A., Baksi, N., & Güneli, M. E. (2023). Deney hayvanları araştırmalarında standardizasyonun yeri ve önemi: Geleneksel derleme. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 49(1), 125-132. https://doi.org/10.32708/uutfd.1216412

Ergün, Y. (2010). Hayvan deneylerinde etik. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 19(4), 220-235. https://dergipark.org.tr/tr/pub/aktd/issue/2218/29422

Foundation for Biomedical Research. (2024, November 16). Nobel prizes and medical advances. Foundation for Biomedical Research. https://fbresearch.org/medicaladvances/nobel-prizes

Franco, N. H. (2013). Animal experiments in biomedical research: A historical perspective. Animals, 3(1), 238-273; https://doi.org/10.3390/ani3010238

Marques, I. J., Weiss, F. U., Vlecken, D. H., Nitsche, C., Bakkers, J., Lagendijk, A. K., Partecke, L. I., Heidecke, C. D., Lerch, M. M., & Bagowski, C. P. (2009). Metastatic behaviour of primary human tumours in a zebrafish xenotransplantation model.  BMC Cancer, 9, Article 128 . https://doi.org/10.1186/1471-2407-9-128

National Institutes of Health. (2024, November 16). Why animals are used in research. U.S. Department of Health & Human Services. https://grants.nih.gov/policy-and-compliance/policy-topics/air/why-animals-are-used-in-research

Paul, E. F., & Paul, J. (2001). Why animal experimentation matters: The use of animals in medical research (Vol. 2). Transaction Publishers.

Scott, D. (2011, June 21). Animal research is helping us beat cancer. Science & Technology. https://news.cancerresearchuk.org/2011/06/21/animal-research-is-helping-us-beat-cancer/