Fatih-Harbiye’de Eril Tahakküm ve Kamusal Alanda Kadın
17 Eylül 2022Ceyda Senay Güler
Edebi eserler yazıldıkları dönemin tinsel ve düşünsel boyutlarda sahip olduğu koşullarını yansıtan bir üretim sürecinin ürünleridir. Tanzimat dönemiyle birlikte modernleşme hareketlerinin oluşmaya başlaması yeni bir edebi anlayışın izlerini eserlere taşımaktadır. Cumhuriyetin ilanına kadar sosyal ve siyasi alanda yaşanan her bir değişim hukuki süreçlerde farklılaşmalara sebep olsa da toplumsal yaşamdaki sekülerleşme temelli hareketler daha özgür bir düşünce ortamının tahsis edilmesiyle birlikte ancak açığa çıkabilmektedir. Bunun esas sebebi var olan devlet söyleminin edebi eserler üzerindeki etkileyici ve yaptırımcı gücüdür. Modernleşme kavramını işleyen yazarlar kadınların toplum içerisinde sahip olduğu konumun ve buna ek olarak toplumsal cinsiyet rollerine yüklenen sorumlulukların mevcut siyasi süreçlerdeki dönüşümüyle birlikte yaşadığı değişim retoriğini yansıtmaktadır. Ana akım edebiyatının tarihsel bağlamı içinde değerlendirilen Peyami Safa’nın Fatih-Harbiye adlı romanında doğu-batı çatışmasının toplumsal statükoyu bozucu figürleri biçimlendiren örneklere rastlanmaktadır.
Siyah saten gömlekli, siyah başörtülü kız. O vakit böyle koşmazdı. Liseden çıkar ve Süleymaniye’nin köşesinde görünürdü. Kolunda çantası, başı önüne eğilmiş, gözlerinde korku ve dudaklarında tebessüm, Şinasi’nin yaklaştığını görünce korkusu giden ve sevinci artan gözleriyle yere bakar, hafifçe kızarırdı. Sonra yan yana, hiç konuşmadan, epey yürürler ve buluşmanın ilk zevkini bu sükût içinde daha çok hissederlerdi. (Safa, 1968, s. 14)
Şinasi sordu:
-Bu kadar geç kaldığı olmamıştır, değil mi?
-Biliyorsun ya, geçen ay, bir kere daha geç gelmişti. Hatta gece yarısından sonra… Fakat o zaman evvelden haber vermiştiniz, sen de beraberdin. (Safa, 1968, s. 16)
Kadını erkekle eşit olarak görmek yerine ‘liyakat’ esasına dayalı bir perspektifte incelemenin daha doğru olduğunu vurgular. Peyami Safa, kadınla erkeğin toplumdaki rollerini ‘doğanın emrettiği” gibi görür. Ona göre değişen toplum halen ataerkil bir düzlemde devam eder. Bu düzlem cemiyetin, dünya düzeninin oluşturduğu yazılı olmayan bir kuraldır. Kadınlar bu düzende eril hegemonyası ile ittifak içinde olmalıdır. (s. 138)
Kaynaklar
- Academy in Exile. (2020, 12 Ekim). Prof. Dr. Fatmagül Berktay: Osmanlı’dan bugüne kadın mücadele tarihine bir bakış [Video]. YouTube. https://www.youtube.com/watFberktaych?v=9GivD4ddykg
- Demirhan, K. (2014). Modernleşme sürecinde ataerkil rollerin yeniden yapılandırılması: erkek feminizmi ve Türk Edebiyatından örnekler. Kadın/Woman 2000: Kadın Araştırmaları Dergisi, 15(1), 1-24. https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/166748
- Görgülü, P. (2021). Aşk, aile ve kadın kavramları üzerinden Peyami Safa’ya genel bir bakış. Hars Akademi Uluslararası Hakemli Kültür Sanat Mimarlık Dergisi, 132-147. https://dergipark.org.tr/tr/pub/hars/issue/63484/949858
- Karaca, N. (2020). Yeniden ve yeniden üretilen eril tahakküm. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 65, 405-416. https://dergipark.org.tr/tr/pub/atauniefd/issue/58201/842374
- Oktay, A. (2003). Entelektüel tereddüt. Everest Yayınları.
- Safa, P. (1968). Fatih-Harbiye. Ötüken Yayınları.
- Ulukütük, M. (2013). Bukalemun erkek: Osmanlı İmparatorluğunda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde ataerkil yapılar ve modern edebiyat. Birey ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi, 3(1), 171-178. https://dergipark.org.tr/en/pub/birtop/issue/3530/48013